Tecrübe Konuşur Biz İzleriz

Tecrübe Konuşur Biz İzleriz

Tecrübe Konuşur Biz İzleriz

Bir arkadaşım vardı ve bana bir şeye sinirlendiğim zaman herkesi üzecek ve kıracak saçma sapan işler yapmamamın gerektiği yolunda öğütler vermişti. Normalde kendimden küçük birini dinleme işi bana ve diğer insanlara küçük düşürücü gelebiliyordu. Fakat bu düşünceden uzun süre önce kurtulmuş olmanın rahatlığı ile vazgeçtim ve dinledim onu.

Ara sıra ise yeniden böyle şeyler yapsam bile her seferinde bu düşünce aklıma gelecekti. Ve geliyordu da. ”Akıl yaşta değil, baştadır.” Sözünden de yola çıktım ve ne kadar öğüt alırsak alalım, ne kadar bilgi öğrenirsek öğrenelim ve ne kadar yenilik görürsek görelim; her zaman bu tecrübeyi kendimiz görmeden ve yaşamadan akıllanmayacağımızın gerçeğine vardım. Sonra da umutlarım canlandı ve inançlarım arttı. Her sallantımda; diziler ve filmlerde olanlar ve kitaptaki insanları aklıma getirdim. Vazgeçmemişlerdi ve benimde vazgeçmemem gerekiyordu. Mesela; Kuzey, abisinin nişanlısına aşık olmuştu.

Dizinin sonunda ise o mutluluğa ulaşmıştı ve sevdiği kızı aldı. Cemal Süreya, ben pek bilmiyorum ama söylediği şu cümleye göre vazgeçmediğini görebiliriz; ”Sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki; yine gelsen yine severim seni.” Hatırladıklarım bu kadarken, ben her olumsuz bir durum olduğunda sanki hiçbir şey düzelmeyecekmiş gibi bakıyorum olaylara, sonra sinirleniyorum ve diğer insanları da hiçe sayıyorum. Sonra ona söyleyemediklerimi, sanki o karşımdaymış edasıyla kurguluyorum ve döküyorum içimi ona. Bazen ise buluştuğumuz anları ortaya koyuyorum.

Tecrübe Konuşur Biz İzleriz
Tecrübe Konuşur Biz İzleriz

Resim 愚木混株 Cdd20 tarafından Pixabay‘a yüklendi.

Tamamı neredeyse 2-2.30 saat olan buluşmalardaki her detayı ufak ufak ve ince ince göz önüne getiriyorum. Ne kadar sevdiğimi kendime ispatlamak için bunu hiçbir yere yazmıyorum ve yalnızca hafızamda kalanları düşünüyorum, bunu ise ara sıra ona veya başkasına anlatırken düşünürüm. Mesela, Zümrüt adında bir arkadaşıma anlatırken, aslında bu anlattıklarımın onu ismi kadar değerli olduğunu fark ettim. O da bunun farkına vardı ve bana; ”Bence evlenmelisiniz. Her şeye böyle dikkat eden erkek kaldı mı ya?” demeden kendini alamamış ve benim küçük kalbimde kocaman bir mutluluk tsunamisi yaratmıştı.

Benim ruh durumum bazen kötü bazen ise iyi olmasına göre yazdığım yazılar ise kimi zaman birilerinin içine dokunur kimi zamanda belki de umutsuzluğa kapılmış insanların umutlarında küçük oynamalar yapardı. Bu beni daha çok mutlu ederdi, başka insanların tebessümlerinde kendime yer bulmak, benim sayemde gülmeleri ve bazen ise gülüşünü sevdiğim insanların kahkahalarına katkıda bulunmaktaydım. Böyle böyle yeni insanlar ile tanıştım ve tanışmaya devam ettim.

Sonra o insanların yüreklerine girdim. Kelimelerim ve cümlelerim ile güvenlerini kazandım, gözlerine bakamasam bile onların yüreklerinde yer buldum. Güvenlerini kazandım. Sevdim, bir arkadaş, bir dost ve aileden biri gibi davrandım onlara. Allah’a şükür olsun ki iyi insanlar, onlarda bana güvendiler ve iyi dostlar biriktirmiş oldum. İşte demem o ki; ortak acılarımız olduğu sürece, bir insanı tanıyıp hak vermek ve ona güvenmek bu kadar kolay. Saygı ve Sevgilerimle :=) (13.08.16)

İlker Has’ın diğer yazılarına ulaşmak için tıklayınız.

Beni İnstagram’dan takip etmek için tıklayınız.

Tecrübe Konuşur Biz İzleriz Tecrübe Konuşur Biz İzleriz Tecrübe Konuşur Biz İzleriz 19Tecrübe Konuşur Biz İzleriz Tecrübe Konuşur Biz İzleriz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir