Aşka Dair Bildiklerim

Aşka Dair Bildiklerim

Aşka Dair Bildiklerim

Aşk nedir diye düşünürüm her zaman. Çoğu zaman sonuca pek varamadığımı belirtmek isterim. Aşk birbirini beğenmek midir yoksa onunla beraber bir şeyler mi yapmaktır? Aşk sadece ilk görüşte mi vardır, yoksa zamanla tanıdığında mı? Yoksa kendini karşındakinde görmek midir aşk? Çoğu ünlü düşünür, şairler, yazarlar, bilgeler, acı çeken insanlar ve normal insanlar aşkı bir şekilde tanımlamışlardır. Benim merak ettiğim şeyi hiçbir yazarda şuana kadar bulabilmiş değilim.

Benim merak ettiğim şey ise başlı başına bir saçmalık gibi gelirdi önceden bana. Çünkü böyle bir şeyin olabilmesinin ne kadar zor, zordan ziyade imkansız olabileceğini düşünürdüm. Ne var ki zamanla bana bu düşüncemi unutturan velhasıl yok ettiren insanlar ile tanıştım. Zamanla düşünebilme yeteneğime adım adım ilerlettiler beni. Çoğu zaman bu düşünce beni insanların neler yapabileceği hakkında düşünce komasını sokup takıntılı biri yapsa bile ben bu olaydan vazgeçmedim. Ne var ki zaman ilerledikçe insanların süslü yalanlarını anlayabildim, şatafatlı cümlelerinin altından neler geçtiğini bildim.

Hiç yanılmadım demeyeceğim, yanıldım ama yanıldığım zamanlar sadece güven eksikliğinden kaynaklandı. Çünkü hep bir yerden salıverdi güven eksikliği kendini. Ne kadar gizlesem bile kendimden saklayamadım bunu. Gerçekte birbirini gören iki insan ve 3-4 saniye kilit kalmak gözlerinde, sonra kalkıp gitsen bile nereden başlayacağını bilememekten çok uzak buldum kendimi. Nedenini cesaret yoksunluğu da diyebiliriz, geminin güvertesi de, masadan hiç kalkmayan küllükte ya da yere düşen ve kaldırılmayı unutmuş bir mandal da diyebiliriz. Aklınıza ne yatıyorsa onu söyleyiverin gitsin, önemli değil pek.

Onun yerine sanal ortamdan ilerledim. Nasıl olur bilirim, insanlar belki de hayatlarında daha sonra hiç görmeyeceği insanlara istediklerini söyleyebilirler, ne de olsa karşılaşmayacağız diye. Fakat benim takıldığım yer tam burada başlıyordu. İnsanlar birbirlerini görmeden, onlara dokunamadan, seslerini duyamadan birbirlerine nasıl aşık oluyorlardı. 3 günde aşık olup 3-5 günlük aşk yaşayıp, 3-5 günde nasıl unutuyorlardı. Aklımda kalan yegane şey bu benim. Bende bu oyunun içine düşmeme rağmen birkaç fikir çıkarsam bile hiç anlam veremedim. Çıkardığım fikirler şöyle çok basit olanlardan; hiç kavga etmiyoruz, bana iyi davranıyor, aynı acıları yaşamışız birbirimizi çok iyi anlarız, kırmayız, etmeyiz şey yapmayız. Sizde bu düşüncelere fazla şaapmayın.

Bu düşünceleri unutup kafamı en derinine doğru düşünmek için açtım ve yola çıktım. Düşüncelerim arasında. Bir gün boyunca, haftalarca hatta aylarca bu konuyu yatmadan önce, iki günde bir meydan okudum, neden diyerek, nasıl diyerek. Düşünmekten uykumun kaçtığı günler oldu, yılmadım. Benim bu şeyi kendim öğrenmem ve kendim birkaç düşünce oluşturmam gerekiyordu. Her şey çok güzel ilerlerken sosyal medyaya çok hızlı düşen bir fotoğraf benim aslında kafamdaki o küçük düşünce tohumunu bir anda yeşertti. ”Kesinlikle en yakın arkadaşınızla evlenmelisiniz. Geldiğimde yarım saat evin içinde onu aradım ve koltuğun arasına saklanmış.” Neden kafamın içinde bu vardı diye düşünürsek; en iyi anlaştığınız, beraber en çok eğlendiğiniz, yanında zamanı unuttuğunuz insandır o kısaca. Ama buna her zaman geçerli bir ilişki olarak bakılmamıştır.

Aşka Dair Bildiklerim
Aşka Dair Bildiklerim

Nedeni ise uzun zaman sonra karşındakini nasıl öyle göreceksin, ona nasıl hemen ‘aşkım’ diyeceksin vb. olayıdır. Benim küçük düşünceme geçmek için akıllarda soru bırakıp bu konuyu kapatacağım; ”Aşk yalnızca birbirine aşkım demek midir?”
İnsan uzun süre birisiyle arkadaş olmak ister, sadece onunla konuşmak ve onu beklemek, yani en azından ben böyle isterdim. Bunun için bir insana güvenmek ve onu tanımak gerekiyordu, tanıdım. Geçmişimizi anlattık, iyi veya kötü şeyler yaşadık, en azından o yaşamıştı. her şey geçen haftaya kadar çok güzel bir şekilde ilerlemişti.

Tanıştıktan bu yana bir türlü öyle bakamadığım insana en sonunda aşık oldum. Bu aşk işleri nasıl oluyor anlamıyorum ben galiba. Çünkü durdum durdum ve aniden oluştu her şey. Yani anlamadım hiçbir şey. Kalktım düşündüm ve aklıma ilk o geldi. Yemek yedim o, tuvalete gittim o, akşam yatacağım o. Bana geç cevap veriyor diye kıskanmıyor da değildim açıkçası, yani ara sırada, ya benim onu sevdiğimi anlarsa ve giderse benden diye de korkmuyor değilim. Ama bu işten kesin miyim diye kendimi sorguladım ilk önce, sonra bir bilene gittim ve sordum;

”Sefa abi sana bir şey sorabilir miyim?”
”Tabii ki de”
”Abi bir insan görmeden, dokunmadan nasıl aşık olabilir ki? Ya da olabilir mi? Ya da böyle şeylere aşk denir mi?”
”Senin karşındaki insana karşı hissettiğin şeyin tanımını nasıl yaparsın? Yani diyelim ki ona karşı bir şey duyuyorsun, bu ney?”
”Kendimi onda görüyorum abi”
”Tamam kardeşim bitmiştir, mis gibi aşıksın işte.”

Belki de aşk buydu, kendini karşındaki insanda görmek. Benimde tanımını bulmak istediğim şey. Artık bu gece düşünmeden rahatlıkla yatabileceğim. Kendime ve Sefa abime teşekkür ediyorum ve siz değerli okurlarıma da teşekkürler, esen kalın 🙂 (21.01.17)

İlker Has’ın diğer yazılarına ulaşmak için tıklayınız.

Beni İnstagram’dan takip etmek için tıklayınız.

Aşka Dair Bildiklerim Aşka Dair Bildiklerim Aşka Dair Bildiklerim Aşka Dair Bildiklerim Aşka Dair Bildiklerim Aşka Dair Bildiklerim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir