Ben Kim Oldum?

Ben Kim Oldum?

Ben Kim Oldum?

Franz Kafka demişti;

Aklımı kaçırana kadar her şeye kapayacağım kendimi. Herkesle bozuşacak, kimselerle konuşmayacağım.

Sonuçta zararın neresinden dönersek kârdır. Kolay kolay açılmayacak kadar kırılan bir kalbim var artık, sürekli bekleyen ve parçalanan bir kalp. Kalbimin parçalarının birleştiricisi sadece sevgi. Yapıştırıcısı öyle pahalı bir marka değil, iyilik adı altında gelişen tüm sevgiler kalbimin parçalarını yeniden bir araya getirebilir. Tıpkı sokak köpeklerinin başını okşadığınız zaman gönüllerini fethettiğiniz gibi. Etrafımda oluşan kalenin müteahhiti siz, çimentoyu alan, harcı karıştıran yine siz. İnsanlara mesafe koymak zorunda kalan ben. Tıpkı ‘Arkadaşım Hoşgeldin’ yönetmeninin Türkçesi gibiyim. Varım ama var olduğum kadar yokum.

Şu manzaranın olduğu yer gibiyim, aslında oradayım, varım ama kimse yerimi bilmiyor. Benim gözümden bakıldığında eşsiz güzellikteki gökyüzünü görebiliyoruz. Gökyüzünden bakılınca ben yokum ortalıkta, ağaçların arasına gizlenmiş bir kaleyim. Aslında sürülen yahut kaçan bir kale. Evet ayakları olan ve koşarak kaçan bir kale. Gökyüzünün derinliklerinden görülebilen bir yerim ben. Göz ucuyla bakılınca bulunan değil, göz gezdirince görünen değil. Ancak dürbünle bakılınca görünebilecek bir kale, dürbünle bakıldığında görünebilecek kadar uzaktayım.

Ben Kim Oldum?
Ben Kim Oldum?

Resim 愚木混株 Cdd20 tarafından Pixabay‘a yüklendi.

Belki de dürbün yerine teleskop gereklidir. Belki de güneşin güzelliğini ve de özelliğini yaprakların güzel çizgileriyle işaret eden bir kaleyimdir. Belki de ben kale değilimdir. Manzara olabilirim, peki ben güneşinin doğuşunu ve batışını uzaktan izlemek zorunda kalan bir manzaraysam. Sürekli onun beni görmesini istediğim ama bir türlü kendimi gösteremeyen küçük bir manzaraysam. Belki de ben daha önceden bir buluttum. Güneşin sıcaklığından kavrulup sıkılan ve yere yağmur tanesi olarak düşen, toprakla birleşip büyüyen, kırılan ve kırıldıkça taşa dönüşüp büyüyen bir kaleysem. Güneşi gördüğüm andan itibaren etrafını ağaçlarla gizleyip, yaprakların hışırtısı eşliğinde güneşini uzaktan izleyen bir manzaraysam, benim ne olduğumun önemi mi kalır artık, sadece güneşin güzelliği anlatılır.

İlker Has’ın diğer yazılarına ulaşmak için tıklayınız.

Beni İnstagram’dan takip etmek için tıklayınız.

Ben Kim Oldum? Ben Kim Oldum? Ben Kim Oldum? Ben Kim Oldum? Ben Kim Oldum?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir