Yeditepe İstanbul | Şans Tanımamız Gereken Türk Dizisi 1

Yeditepe İstanbul

Yeditepe İstanbul

“Bir şeylerine yerine koyduk birbirimizi. Birbirimiz
kadar değerli şeylerin yerine. Artık kimse sığmaz oraya…”

Dizi TRT 1 kanalında 24 Mayıs 2001 ve 24 Haziran 2002 tarihleri arasında yayınlanmıştır. Yönetmenliğini Türkan Derya Güven’in yaptığı, senaristliğini Ali Ulvi Hünkar’ın yaptığı Dram türündeki Yeditepe İstanbul dizisi İstanbul’un Balat ilçesinde 47 bölüm olarak çekilmiştir. Dizinin müziğini ise Yeni Türkü solisti Derya Köroğlu yapmaktaydı.

Dizi Hakkında

Oldukça zengin bir ailenin iş insanı babası iflas ettikten sonra intihar etmesiyle Olcay ve kızı Duru bir kenar mahalleye taşınmak zorunda
kalır. Onların yeni bir hayata taşınmasıyla beraber dizideki her karakter kendine yeni bir çizgi çizecektir.

Aslında karakterler ile beraber izleyicinin de yeni bir hayatı başlıyor desek yanlış olmaz. Çünkü dizi her anlamıyla kendisine eşlik etmemizi sağlıyor. Yeni aşklar, yeni umutlar, dostluklar, raconlar ve adabı muaşeret…

Yeditepe İstanbul
Yeditepe İstanbul

Dizinin henüz başlarında Mahallenin Romanı adlı kitabın ilk cümlesini söyleyen Yusuf karakteri bize kendisinden ve mahallesinden söz ediyor.

“…adım Yusuf, otuz beş yaşındayım. daha hiçbir şey
yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. o yüzden kenarındayım, hem de çok
kenarında. tıpkı bizim mahalle gibi…”

Bu mahalle dünyanın yüzde birine bile gelmeyen bir mahalle. Her şeyden uzak kendi başına, dünya için küçük kendileri için büyük sorunlar ile uğraşan, bize eski güzel komşulukları hatırlatan sıcak bir ailedir.

Yeditepe İstanbul
Yeditepe İstanbul

Mahallenin Romanı adlı kitap Yusuf Gülseçen karakteri tarafından yazılmakta olan ve diziyle eş zamanlı olarak ilerleyen bir romandır. Dizideki her karakterden kitapta bahsetmeye çalışan bir yazardır Yusuf. Aynı zamanda da işsiz güçsüz fakat İltifat Berberinin sahibidir.

Bir de bu berbere eşlik eden Mahallenin Kalbi dedikleri Kıraathane, orası da Tevfik’in yeridir. Tevfik, dizide ailesinden hiç bahsedilmeyen en yakın arkadaşı Ömer’in iyi ve kötü gün dostu.

Ömer’i bana ciddi şekilde hatırlatan şeyler var. Duru’yu ilk görüşü, onun için çabaladığı zamanlar ve son anları… bu da; giriş, gelişme ve sonuç şeklinde ilerleyen bir başka aşk hikâyesidir.

“Mahallenin büyüsü bozuluyor. Ya da piyano yerini
yadırgıyor.”

Bu diziye nereden bakarsanız bakın sürekli belirli başrol oyuncuları yok. Tıpkı bir roman gibi Mahallenin Romanı gibi herkes zamanı geldiğinde bir başrol oyuncusu oluyor. Herkesin hikâyesi bir şekilde aktarılıyor bu dizide. Hem de ortalama 50-60 dakikalar içerisinde.

Yine de bu kadar karakter ve onların hikâyesi izleyiciye fazlalık olarak gelmeyecek, merak uyandırıp bir parçası olmak isteyeceksiniz.

-En güzel hikayeni anlat.

-Az biraz kafası kırık bir doktor gelmişti içeri.
O anlatırdı. Vücudun bütün seslerini duysan sağır olurdun, derdi. Oysa biz
sadece kalbin sesini duyuyoruz. Kanın akarken çıkardığı uğultu ya da
yaraların kabuk bağlarken çıkardığı sesler…

-Sen… Sen çok güzelsin.

-Gevezenin tekiyim o kadar…”

Dizinin içerisinde iş aramaktan kaçınan Yusuf ve her işi
yapabileceğine, kadının elinden her işin geleceğine inanan Olcay karakterleri günümüzdeki “sözde” düşünce olan “kadın çalışmaz, erkek çalışır” düşüncesine de henüz 2001 yılında yanlış damgasını vuruyor ve üstünü çiziyor.

Yeditepe İstanbul
Yeditepe İstanbul | Yusuf

Oyuncu Kadrosu

Yeditepe İstanbul dizisinin oyuncuları çok usta oyuncular
kadrosundan oluşuyor ya da ileride ustalaşacak oyunculardan…

Zuhal Olcay, Emre Kınay, Uğur Polat, Oktay Kaynarca, Günay
Karacaoğlu, Özgü Namal, Ruhi Sarı, Yasemin Çonka, Fırat Tanış, Meral Okay, Yeşim Ceren Bozoğlu, İlhan Şeşen, Ümit Çırak…

Fırat Tanış demişken dizinin ilk başlarında bir öğrenci olarak
gözükürken daha sonraları sıkça dinlediğimiz “Yani Olmuyor” adlı şarkıyı dizi içerisinde söylemiştir.

Diğer yazılarıma ulaşmak için tıklayınız.

Diziyi izlemek isterseniz şuraya tıklayabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir